Ana Sayfa
Duyurular
Bölüm Başkanımızın Gümrük Birliğine Dair Verdiği Röportaj

Bölüm Başkanımızın Gümrük Birliğine Dair Verdiği Röportaj

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hakan Tunahan Gümrük Birliği Anlaşması’nın revize edilmesi ile birlikte Türkiye’nin karar alma mekanizmalarında yer alacağını söyledi.

1996 yılından bu yana yürürlükte olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi için ilk adım Brüksel’de atıldı. AB Komisyonu Merkez binasında imzalanan mutabakat zaptı ile Gümrük Birliği’nde yeni bir dönemin başlaması bekleniyor.

“Masaya Türkiye de oturacak” diyen Tunahan, Türkiye’nin AB’nin ABD veya başka ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşmalarında birlik üyesi gibi tavrını koyabileceğinin altını çizdi. Gümrük Birliği’ne yapılan itirazların başında AB’nin ABD ile imzalayacağı serbest ticaret anlaşmasının geldiğini hatırlatan Tunahan sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği ile ABD arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması TTIP (Transatlantik Serbest Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması) Türkiye’ye şok etkisi yarattı diyebiliriz. Çünkü Gümrük Birliği anlaşması gereği Türkiye AB’nin daha önce yaptığı anlaşmaları üstlenmek durumunda kaldı. Bu durum AB’nin ileride yapacağı anlaşmalar için de geçerli. Yani AB’nin kendi ekonomik çıkarları için yaptığı anlaşmaları, özellikle serbest ticaret anlaşmalarını Türkiye kendi çıkarına aykırı olmasına karşın kabul etmek durumundaydı. AB kendi önceliklerinin ele alındığı anlaşmayı ABD ile imzalandıktan sonra Türkiye’nin önüne koyup anlaşmayı kabul et diyebilecek. Dolayısıyla AB ile ABD bahsi geçen bu serbest ticaret anlaşmasını gerçekleştirirse Türkiye ekonomisi çok büyük zorluklar yaşayacaktır.” Tunahan anlaşmanın yenilenmesiyle bu meselenin ortadan kalkacağını ifade etti.

Mevcut Gümrük Birliği anlaşmasının önemli sorunlarından birinin de hizmet dolaşımına izin vermemesi olduğuna dikkat çeken Tunahan “Gümrük Birliği anlaşmasına göre mallar serbest dolaşıyor, gümrük vergisisiz dolaşıyor ancak hizmetler serbest dolaşmadığı için Türk mallarını taşıyan Türk araçları Avrupa içerisinde serbestçe hareket edemiyor. Yani 28 AB ülkesinin her biri Türkiye için kendine göre kota belirliyor. Dolayısıyla siz malları serbest dolaştırsanız bile malları gönderecek araçlarınız geçemiyor. Bu mutabakat ile Türkiye’nin taşıma araçlarının AB’de sınırsız hareket edebilmesi bekleniyor” diye konuştu. 

Anlaşmanın getirdiği bir diğer önemli yenilik de Gümrük Birliğine şu ana kadar dahil olmayan tarım, hizmetler ve kamu alımları sektörlerinin dahil edilmesi olacak. Tarım sektörünün hassas bir sektör olduğuna dikkat çeken Tunahan, “Türkiye’nin buna razı olması büyük bir meydan okuma” değerlendirmesinde bulundu.

Gümrük Birliği anlaşmasının 20 yıla yaklaştığını anımsatan Tunahan, Türkiye ile AB arasında ticaretin kolaylaştırılması sürecinin daha gerilere gittiğini söyledi. Türkiye AB ilişkilerinin uzun vadeli bir ilişki olduğunu kaydeden Tunahan şunları ifade etti: “Türkiye ilk olarak 1959 yılında şimdiki AB’nin çekirdeği diyebileceğimiz Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) üye olmak için müracaat ediyor. 70’lerin ilk yarısından itibaren AB, Türkiye ile ticaretin kolaylaştırılması için önemli adımlar atıyor. Bunlardan birisi - Gümrük Birliği’nin de çok bilinmeyen bir yönü- AB, 1973’ten Gümrük Birliği’nin imzalandığı 1995 yılına kadar Türkiye’ye uygulanan gümrük vergileri ve benzer diğer vergileri indiriyor, hatta sıfırlıyor. Yani AB Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşması yapmadan önce 22 yıl boyunca Türkiye’den gelen mallardan gümrük vergisi almıyor.”

Gümrük Birliğinin sadece gümrük vergilerini indirmekten ibaret olmadığının altını çizen Tunahan “Bunun dışında mevzuatın yeknesaklaştırılması konusu da var. Yani Gümrük Birliğine dahil olan ülkelerin özellikle ticaret, yatırım, yabancı sermaye gibi alanlarda mevzuatlarını uyumlaştırması gerekiyor. Dolayısıyla Gümrük Birliği geniş kapsamlı bir çerçeve” diye konuştu. AB’nin ilk kez kendi üyesi olmayan bir ülkeye mevzuatını ihraç ettiğini belirten Tunahan, bunun AB için çok önemli bir tecrübe olduğunu söyledi.

Gümrük Birliğinin genel itibariyle Türkiye açısından başarılı bir anlaşma olduğunu belirten Tunahan “Gümrük Birliği esasında ülke ekonomisinin rekabet gücünü arttırdı. Yani duvarlarla korunan bir ekonomide duvarlar aşağıya inince firmalar rekabet için bir şeyler yapmak zorunda kaldılar. İnovasyon, ARGE gibi. Türk firmaları bu mücadeleyi kazandı, uluslararasılaştılar. Kalite standartlarını yükselttiler. Bunun sonucunda küresel bir rekabet tecrübesi elde ettiler. AB’ye yönelik ticaret arttı. Türkiye’ye yapılan yatırımlarda önemli miktarda artış oldu” ifadelerini kullandı.

Gümrük Birliği anlaşmasının imzalandığı dünya ile bugünkü dünyanın çok farklı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tunahan “Küreselleşmeyle birlikte dünya ticareti çok hızlı arttı. Türkiye’nin ihracatı 30 milyardan 150 milyar dolar seviyelerine çıktı. Yani 4-5 kat arttı. Ama anlaşmanın aynı hükümlerini koruyoruz. Bu elbise artık bize olmuyor. Dolayısıyla anlaşmanın gelişen şartlara göre yenilenmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Gümrük Birliği anlaşmasının esasında geçici bir anlaşma olduğunu belirten Tunahan, bu nedenle üzerinde detaylı çalışılmadığını ifade etti. Türkiye’nin AB’ye ne zaman üye olacağının belli olmadığını belirten Tunahan, bu nedenle Gümrük Birliği anlaşmasının günün şartlarına göre yeniden ele alınmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Tunahan sözlerini şöyle sürdürdü: “Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye’nin AB’ye üye olmasına kadar geçen süre içinde geçerli olacak geçici bir anlaşma olarak düşünüldü. Bu nedenle ayrıntılı bir şekilde düzenlenmedi. Ancak anlaşma 20 seneyi tamamlamasına karşın henüz Türkiye AB’ye üye olamadı ve yakın zamanda üye olacağına dair bir ışık da yok açıkçası. Böyle olunca Türkiye anlaşmanın eksik yanlarına ilişkin rahatsızlığını ifade etmeye başladı” diye konuştu.